Çeyrek asırdan bu yana İç Mimarlık ve Antika sektörünün tanınmış ismi olan Selçuk Ergün Göze, ortağı Cem Coşkun ile birlikte yeni işletmesi olan “Ben 34 Antika”yı hizmete açtı. Göze, Antika ve Antikacılık hakkında çeşitli açıklamalarda bulundu. Birbirinden farklı konularda açıklamalarda bulunan Göze, antika meraklılarına önemli tavsiyelerde bulundu.

            Antika ve İç Mimarlık denilince akla gelen ilk isimlerden biri olan Selçuk Ergün Göze, yeni işletmesi “Ben 34 Antika”yı hizmete açtı. Selçuk Ergün Göze ile ortağı Cem Coşkun, açılışa gelen misafirlere ve antika meraklılarına antikalar hakkında bilgilendirmelerde bulundular. Balat’ın en popüler caddesi olan Vodina Caddesinde Antika meraklılarının hizmetine açılan Ben 34 Antika’nın açılışında Selçuk Ergün Göze ile Antika hakkında konuştuk.

“BENİM İÇİN BİR MESLEK DEĞİL, AŞK”

Yılların birikimi ve tecrübesiyle birlikte, birbirinden farklı döneme ve sanatçıya ait antikalara sahip olan Selçuk Ergün Göze, antika meraklılarının ilk tercihleri arasında. Yeni açılışını yaptığı “Ben 34 Antika” adlı işletmesiyle birlikte antika meraklılarının yoğun ilgi gösterdiği Selçuk Ergün Göze sektör hakkında konuştu. Antikacılığı bir aşk gibi gören Göze, mesleki hayatı ve görüşlerini aktardı. Göze; “Antikacılık veya eskicilik dediğimiz sektörü meslekten ziyade farklı bir gözle görüyorum. Diğer insanlar Antikacılığı farklı şekilde algılayabilir ama ben Antikacılığa veya Eskiciliğe bir aşk gibi bakıyorum. Antikacılığa başlamam gençlik yıllarımda başladı. İç mimarlık ile emlakçılığı birleştirmem ve eskiye olan ilgim sayesinde oldu. Eğer antikacılığı gerçekten sevmezseniz, bunu yapamazsınız. 4 ay sonra 61. yaşıma gireceğim ve ben hayatımın 25-30 yılını adadım. İkinci mesleğim de İç Mimarlıktır. Bu zamana kadar hatırı sayılır evin tasarımını yapmışımdır. Tasarımını yaptığım evlerden eski zamanlara ait olan veya sayıca çok az bulunan eşyaları aldım. Git gide topladığım eşyaları sığdıracak yer bulamaz oldum. Kendi kendime ‘bunu ticarete dökelim’ diyerek o gün bu gündür Antikacılık yapıyorum. Bu zamana kadar 300-400 evin dekorunu yapmakla beraber, pek çok antikayı veya eskiyi dekorlara katmışımdır. Allah’a şükür kimse de beni geri arayıp ‘Evim şöyle oldu. Sattığın antika sahte çıktı veya bozuktu’ demedi, diyemez de çünkü benim Antikacılık anlayışımda ‘sattım, ne yaparsa yapsın’ mantığı yoktur. Her antikayı ‘istiyorum’ diyene vermem. İlk önce ‘nerede kullanacaksınız, yazlıkta mı, salonda mı, duvarda mı, aksesuar olarak mı, kullanmak istediğiniz bir şey mi?’ vs diye sorarım. Çünkü evin tasarımından rengine kadar pek çok etken var. Çünkü aldığınız antika veya eski eşya sizin hayal ettiğiniz gibi durmayabilir. Gerekirse kişiye teklif sunarım ‘evinize gelip bakabilir miyim? diye. Herkesin demeyelim de çoğu insan, antika denildiğinde her eşyanın altın varaklarla kaplı olduğunu veya benzer tarzlarda olduğunu düşünüyor. Ancak modern veya yeni nesil eşyaların arasına uygun boyut ve renkteki bir antikayı koyduğunuzda farklı bir his uyandırır. Ben eski tarihlerdeki yapılan eşyalara, sanatına da ayrı bir duyguyla bakıyorum. Demek istediğim ‘yeni kötüdür’ değil. Ama antika almak veya satmak isteyen, ona sahip çıkmak isteyen kişilere de naçizane fikirlerimle yol göstermeye çalışıyorum” ifadelerini kullandı.

“ANTİKA İLE ESKİ AYNI ŞEY DEĞİL! İLK ÖNCE BUNU BİLMEK GEREKİYOR”

Selçuk Ergün Göze, eski ile antika arasında bariz farklar olduğuna değinerek, alım ve atım esnasında dikkat edilmesi gerekenler hakkında bilgiler verdi. Göze, Antika meraklılarına; “Bu konu ne zaman açılsa; ‘Her eski eşya antika olmadığı gibi her eski eşyayı satan da antikacı sayılmaz’ derim. İsmimizin yanında Ben 34 Antika, Ahmet Antika, Yasemin Antika, X Antika veya Y Antika yazması bizi antikacılık yapmaz. Bizler eskiciyiz. Antika almak istiyorsanız eğer ayırt etmesi gereken önemli hususlar var. Evlerden aldığımız eşyaların arasından antika diyebileceğimiz eşyalara da rastlıyoruz. Peki bunu nasıl ayırt edebiliriz? Antika dediğimiz eşyaların belirgin özellikleri vardır. Kim ve kimler tarafından yapıldığı, Kimin için yapıldığı, Nerede kullanıldığı, Kaç adet yapıldığı, Hangi tarihlerde yapıldığı, Kimin imzasını taşıdığı vs gibi daha pek çok önemli detayların bilinmesi şarttır. Örneğin benim elimde olan bir dolap var. Bu dolap antika olmasını sağlayacak şartları yerine getirdiği için ‘antikadır’ diyebiliyorum. Ancak benim elimde 20 tane daha dolap var. Diğer dolaplar antika mıdır peki? Dediğim gibi her eski eşya antika değildir. Antika dolap 80-90 bin TL iken diğer dolaplar 20-30 bin TL arasındadır. Ben özellikle mezat yaparken her eşyanın özelliklerini, tarihini, yapısını vs. her şeyine kadar bilgilendiriyorum. Çünkü alacak olan kişi bunu bilsin ki Antika mı alıyor, Eski eşya mı alıyor bilsin. Bütün eşyaları antika diye satmam. Eskiyse eskidir, antika ise antikadır” dedi.

“ANTİKA EŞYA ALMAK BİR NEVİ YATIRIM VE MİRASTIR”

Antika almanın sadece bir eşya almakla aynı durum olmadığına değinen Selçuk Ergün Göze; “Bizim dükkânımıza gelenlerden çoğunlukla şunu duyuyorum; ‘benim anneannemin evinde bu vardı. Dedemin böyle bir dolabı vardı. Zamanında bende bu vardı keşke vermeseydik. Şimdi parasını verip geri almaya çalışıyoruz’ gibi gibi ifadeleri çok duyuyorum. Modern yapıda özel yapım bir sehpa veya her hangi bir eşya alabilirsiniz. Bunun fiyatı X firmada 3bin TL veya daha farklı bir fiyattır. Siz bu aldığınız seri üretim üründen memnun kalmayıp satarsanız, 3 bin TL’nin çok çok altında bir fiyata satarsınız. Ancak bir antikaya sahipseniz, bugün bu antika 30-40 bin TL’ye alıyorsanız. O antikanın bir sonraki yılki değeri 50-60 bin TL arasındadır veya daha fazla da olabilir. Bu nedenle antika almak sadece evi süslemek veya bir dekor değil aynı zamanda bir yatırımdır ve mirastır. Derseniz ki ‘ben eski eşya sevmiyorum’ vs diye o zaman dekorunuza bir gramofon ekleyin, bir tablo veya özel bir vazo. Eğer ilerleyen yıllarda sıkılır veya satmak isterseniz; o zaman ne demek istediğimi çok daha iyi anlayacaksınızdır” şeklinde konuştu.

“ÇOK FAZLA SAHTE EŞYA VAR”

Antika eşyaların değerini ve maliyetini fırsat bilen dolandırıcıların, sahte ürünler ile mağduriyet oluşturduğuna değinen Selçuk Ergün Göze, bir takım uyarılarda bulundu. Göze antika alırken aceleci olunmaması gerektiğini belirterek; “Teknolojinin ve internetin avantajlarından sadece işini ehliyle yapanlar değil art niyetli olan kişiler de kullanılıyor. Biz bu durumu sektörümüzde çok net görüyoruz. Çünkü gerçek anlamıyla antika olan bir eşyanın değeri ortadadır. Dediğim gibi antikaların farklı ve belirgin özellikleri vardır. Antika almak isteyenler; ‘Evimde bir antika olsun’ diyorsa. Arzu ettiği eşyayı iyi araştırmaları gerek. Dediğim gibi ben antika meraklılarına bir eşya satmak için değil, bir kültürü yaşatmak destek de veriyorum. Benim işletmemden her hangi bir eşya almasına gerek yok. Bana danışıldığı zaman ben destek olurum. Eğer aradığı eşya benim elimde varsa bütün özelliklerini söyler, ona göre de satışımı yaparım ya da yapmam. Tek amaç satmak değildir. Ancak bugünkü şartlarda çok fazla sahte eşya üretimi yapan kişiler de var. Örneğin bir kılıç, bir teşbih, bir yemek takımı veya farklı bir eşyanın sahteleri çok kolay üretiliyor. Antikaya yeni yeni merakı başlayan kişiler de maalesef mağdur oluyor. Sahte damgalar, sahte imzalar, sahte tarihler ile kişiler ne yazık ki kandırılıyor. Aceleci olmayın, iyice bir araştırın. İnternetten veya antikacılık yapan kişilerden görüş alın” dedi.