BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş, iktidar ortaklarının seçim barajının yüzde 7’ye çekilmesi konusunda uzlaşmasını değerlendirdi.

BTP Lideri, halkın tamamının TBMM’de temsili sağlanmalı dedi.

Hüseyin Baş: Biz bağımsızlığın güneşini arkamıza aldık, milli ekonominin, Atatürk'ün güneşini arkamıza aldık yürüyoruz ve yolun sonunda iktidara ulaşacağız ifadelerini kullandı.

Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş partisinin Karabük il kongresine katıldı.

Recep Özcan’ın il başkanı seçildiği kongrede konuşan BTP lideri Hüseyin Baş siyasi ve ekonomi gündemi üzerine değerlendirmeler yaptı.

 

BTP’nin seçim barajı önerisi…

 

Cumhur İttifakı’nın seçim barajını yüzde 10’dan yüzde 7’ye düşürmesini değerlendiren BTP Lideri, halkın tamamının Mecliste temsilinin sağlandığı bir sisteme geçilmesi gerektiğini altını çizerek şöyle konuştu.

“Siyasi partiler sonuç olarak milletin partisidir. Bu milletin tercih ettiği, içinde bulunmak istediği partilerdir. O zaman bu siyasi partilerin tamamının temsil kabiliyetini Meclis'te ortaya koyalım. Bütün siyasi partiler TBMM'de olabilsin. Şimdi ben 10 bin tane veya 10 milyon tane oy aldım… Ben Türk vatandaşı değil miyim? Hepimiz bir fikre, inanca, ideale sahip değil miyiz? Bu idealin Meclis'te söz sahibi olması, Meclis'te temsil edilebilmesi için ille de şu kadar oy alabilmesi gerekiyor diye bir durum söz konusu olabilir mi? Bunun demokrasi de bir yeri mi var? Yok. O zaman bunun da çözümünü istiyorlarsa yine BTP ile birlikte olmak zorundalar.”

 

Kardemir’in ilginç hikayesi…

 

“Bizim en büyük şerefimiz bu bayrak altında Türkiye'nin bağımsızlığı için mücadele etmektir.” diyen BTP lideri konuşmasında şu ifadeleri kullandı, “Karabük girişinde Cumhuriyet kenti Karabük yazıyor, biraz ilerliyorsunuz Kardemir Fabrikasını görüyorsunuz. Şehrin ekonomisini şekillendiren, insanlara istihdam, ekonomik canlanmayı sağlayabilen bir fabrika. Bacalarından birinde 1937 yazıyor.   Yani Atatürk'ün bize mirası. Atatürk olmasa biz bu fabrikayı açamazdık. Kardemir'in çok ilginç bir hikayesi var. 1994 yılında hükümet fabrikanın kapanması için karar alıyor. Karabük halkı ayaklanıyor. Esnaf kepenk kapatıyor. Burada çalışan insanlar olmasa biz kime ne ürün pazarlayacağız diyorlar. Daha sonra bölgenin Sivil Toplum Kuruluşları yani halkın kendisi devletle pazarlığa oturuyor. Devlet de madem ‘Kendinize çok güveniyorsunuz size bu fabrikayı 1 lira karşılığında veriyoruz, alın işletin bakalım ne yapacaksınız' diyor.  Bugün Türkiye'nin en büyük 23. fabrikası Kardemir'dir, Atatürk'ün kurduğu fabrikadır.”

 

“Milli Ekonomi’nin güneşini arkamıza aldık yürüyoruz”

 

“Biz bugün şunu görüyoruz; Türk Milletine yetki verildiğinde, imkan verildiğinde sadece Karabük'ü değil bütün Türkiye'ye bakacak, esnaflığı da, sanatkarlığı da, zanaatkarlığı da,  ticareti de başarabilecek bir millettir.” diyen Hüseyin Baş şöyle devam etti; “Biz de siyasette yola çıktık ve hep şunu söylüyorum; bizi bizle bırakın… Bize imkan vermiyorlar. Şimdi adamlar bizim başımızda bizi yönetmeye talip ama ben senin beni yönetebileceğini düşünmüyorum ki… Herhangi bir tanesinin bu ülkeyi yönetebileceğini düşünebiliyor musunuz? Yönetemezler, hiçbir şey de yapamazlar. Neden? Çünkü ellerinde hiçbir çözüm yok. Ben bu taraftan bakınca Türkiye'nin öyle büyük bir sorunu olduğunu da görmüyorum. Zor bir şey de istemiyoruz. Tek istediğimiz milletinize dönün, milletinizle birlikte olun. Bu milletle birlikte olursanız, bu millet bu ekonomiyi kalkındırır. Bunu biz yaparız diyoruz. Niye diyoruz? Bizim elimizde Milli Ekonomi Modeli var. Bir söz vardır, ‘Rüzgar kapitalisttir, zayıf olanı ezer, yağmur komünisttir herkese eşit yağar’ derler. Şimdi bizim ne yağmura, ne rüzgara ihtiyacımız var. Biz bağımsızlığın güneşini arkamıza aldık, milli ekonominin, Atatürk'ün güneşini arkamıza aldık yürüyoruz ve yolun sonunda da iktidara ulaşacağız. O rüzgar bekleyenler, yağmur bekleyenler daha çok beklesinler. Bizim hiçbirine ihtiyacımız yok, hiç endişeniz olmasın.”

 

“Diğerleri yapamaz çünkü böyle niyetleri yok”

 

BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş konuşmasında şu dikkat çekici ifadeleri kullandı; “Bu ülkenin ekonomik olarak çok büyük sorunları yok arkadaşlar. Bu ülkedeki israf ekonomisi, adaletsizlik, insana kıymet vermemezlik ortadan kalksın, Milli Ekonomi Modeli'ni uygulayalım… Milli Ekonomi Modeli derken bir ütopyadan bahsetmiyoruz… Milli paramızın sahibi olmaktan bahsediyoruz, millete para vermekten bahsediyoruz, zor bir şeyden bahsetmiyoruz.  Bunu diğer siyasiler yapamaz da demiyorum. Onların bunu yapmaya niyetleri yok. Yoksa bunu Çin yapıyor, Rus yapıyor, Afrikalı yapıyor, Amerikalı yapıyor, Avrupalı yapıyor. Bu Milli Ekonomi Modeli'ni milletine hizmet etmek isteyen tüm iktidarlar uyguluyor ama Türkiye'de bunu yapamazlar çünkü Türkiye'de hiçbir siyasi o koltuğu alırken milletinin iradesiyle, milletinden aldığı yetkiyle o koltuğa oturmuyor. Bu yetkiyi kimden aldıklarını siz biliyorsunuz. İktidara geldikten sonra onlara hizmet etmeye başlıyorlar.”

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı