Güncel koronavirüs tedbirleri ve dernekler masasının tavsiye kararları doğrultusunda fotoğraf derneklerinin tüm etkinlikleri iptal edilmişti.

Güncel koronavirüs tedbirleri ve dernekler masasının tavsiye kararları doğrultusunda fotoğraf derneklerinin tüm etkinlikleri iptal edilmişti. BUFSAD Fotoğraf Sanatı Derneği tüm duyuru ve etkinliklerini sosyal medya hesaplarından paylaşmaya tüm hızıyla devam ediyor.

Geçtiğimiz günlerde BUFSAD Başkanı Serpil Savaş fotoğraf sanatının duayen ismi Cengiz Karlıova’yı youtube üzerinden canlı yayına davet ederek, fotoğraf tarihinin en başarılı sergisi kabul edilen ‘Family Of Man’ in sunum ve söyleşisini gerçekleştirdi.

Siyah Beyaz Fotoğrafların Üstadı

Fotoğrafla çocuk yaşlarda iken babasının fotoğraf stüdyosunda tanışan  ve yaşam biçimine dönüştüren fotoğraf sanatının duayen ismi Cengiz Karlıova siyah beyaz fotoğraflarıyla dünya çapında tanınıyor. Biz de değerli sanatçıyla seçkiyi sunumundan sonra söyleşi fırsatı yakaladık. Siz değerli okurlarımızla paylaşmaktan mutluluk duyacağımız bu keyifli sohbeti sunuyoruz.

-Hocam ülkemizde kaybettiğimiz Sami Güner, Eren Çalıkoğlu, Ara Güler, Savaş Ay gibi değerli fotoğraf sanatçıları vardı. Halen yaşayan başta siz, İsa Çelik, Gültekin Çizgen, Kamil Fırat, Gülnur Sözmen gibi sanatçıların Türk Fotoğraf Sanatındaki katkılarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Türk Fotoğrafı yeteri oranda büyüdü mü, dünyadaki yeri sizce nerede?

Şimdi burada Türk Fotoğraf Sanatı ile Dünya Fotoğrafını kıyaslamak pek doğru bir şey değil.  En önemli şey fotoğrafın üretkenliğidir. Fotoğrafların nasıl yayılabildiğidir. Burada farklı ögeler var. Avrupa ya da Amerika , İngiltere gibi gelişmiş diğer ülkelerde fotoğraf pazarı çok farklı bir şekilde işler. Ya haber niteliğinde olan fotoğraflar ya da   arşiv ve koleksiyonerlerin ilgi göstereceği fotoğraflar basılır.  Bir de amatör kuşak var. Amatör kuşak kendi içlerinde  özellikle fotoğraf yarışmaları yolu ile fotoğraflarını paylaşırlar ve birçok ülke burada başarılı görülebilir. Bu , o ülkenin gerçekte dünya pazarında yeri olduğu ya da olmadığı anlamına gelmez. Özellikle mesela ben kendi adıma İngiliz fotoğrafının, hatta Amerika fotoğrafının da dünya fotoğrafındaki yerinin  biraz gerilerde olduğunu düşünürüm.   Bireysel fotoğraflar hep vardır ama örgütlülük anlamında baktığımızda, orada İtalya, Belçika, Fransa , Almanya var. Özellikle daha farklı ve özgün yani yaratıcılığı destekleyen fotoğraflar, fotoğrafçılar üretmişlerdir.

– Siz geleneksel karanlık oda fotoğraf ustası olarak,  Digital Fotoğrafçılığı nasıl değerlendiriyorsunuz?  Digital Fotoğrafçılık  fotoğraf sanatını bitirdi mi ?

Çok güzel bir soru.  Çocukluğumdan beri fotoğrafın içinde oldum, 1972 resmi başlangıç yılım ve analog dönemi. 2000 yıllarının başlangıcına kadar digital yoktu. O döneme kadar hep analog kameralar ve filmler vardı. Benim  o yıllarım karanlık odada geçti. Üst üste 3-4 yıl hep karanlık odalarda idim. Neredeyse bir hücrede kapanmış gibi. 2003 yılında ilk digital kameramı aldım, o kamera ile fotoğraflar çektim, bilgisayara yükledim. Gördüm ki çok iyi sonuçlar, çok güzel fotoğraflar çıkıyor. Daha öncesinde analog fotoğraflardan taradığım fotoğrafları photoshopla  yaptım. Karanlık odada yaptığım herşeyi digital kamera ile çektiğim fotoğraflarda da yapıyordum. Bir anda karar verdim, o gün itibari ile geriye hiç bakmadım.  Karanlık odayı topladım, hala durur  vizörler, küvetler, tanklar, banyo yıkama malzemeleri. Nedeni o kadar  uzun yıllar karanlık odada zaman geçirmemdir . Yani çok zevk almama, yaratıcılığımı  sağlıklı şekilde ortaya koymama rağmen sonrasında, neredeyse ayağımı uzatarak , çayımı kahvemi içerek, aydınlık ortamda , arkadaşlarla  sohbet ederek bilgisayarın başında fotoğraflarımı üretmeye devam ettim. Bu benim için çok büyük bir rahatlıktı ve bugüne kadar bundan hiçbir şekilde taviz vermedim. Bir sürü sergi açtım ve o sergiler kendi bastığım fotoğraflarla oldu, sonrasında digital döneme geçince güvendiğim arkadaşlarım printerlarla fotoğraflarımı bastılar ve sergiler açıldı. İstanbul’daki sergimde 180 adet fotoğraf var mesela , onların yarısı analog yarısı digitaldir.

-O zaman sıcak bakıyorsunuz Digital Fotoğrafçılığa  ? Geleneksel karanlık oda fotoğrafçılığının sergileri oluyordu, müzelerde sergileniyor hatta satılıyordu. Digital fotoğraflar alıcı buluyor mu sizce?  

Satılıyor evet ,  2 yıl önce İstanbul’da bir fotoğraf müzayedesi düzenlendi . Birçok tanınmış fotoğrafçı arkadaşlarla kontaktlar kuruldu, onlardan bir portfolyo oluşturuldu ve açık arttırma ile müzayedede o fotoğraflar satıldı. Benim de  2 tane fotoğrafım vardı orada. Herkesten birer ikişer fotoğraf toplandı. Orada  koleksiyonerler telefonla bağlantı kurarak , salona gelerek açık arttırma yolu ile o fotoğrafları aldılar. Ancak Türkiye’deki koleksiyonerlerin sayısı az. Dünyada da bu böyle çok farklı değil. Ancak galerilerin  pazarlama taktikleri , kontaktları , ilişki kurduğu özel kişiler yolu ile daha yüksek değerlere fotoğraflar sattıkları oluyor.

– Digital Fotoğrafçılık da sanat olmaya devam edecek diyorsunuz.

Tabi , fotoğraf fotoğraftır,  digital veya analog. Fotoğrafın bir özelliği var reprodüksiyon yapılması . Fotoğrafın çoğaltılabilme özelliği olması gerekli. Analog dönemindeyken de böyle idi. Filmi bende , ben basıyorum , fotoğrafı koyuyorum teşhire, o satılıyor ama negatifi bende olduğu sürece tekrar basıp çoğaltabiliyorum. Yani bu karşılıklı güvene dayalı bir durum . Bir fotoğraf satışa çıkarken kaç sayıda basıldığı  ile ifade edilir.3-5-1-10-100 ne ise. Ona göre de fiyat belirlenir. Tek kopya ise 10 liraya satılır, 20 kopya ise 50’şer kuruşa satılır mesela. Bu çok önemli bir şeydir, fotoğrafın ne yazık ki çoğaltılabilir olması nedeni ile.

-Hocam değerli katkılarınız ve söyleşiniz için çok teşekkür ediyoruz.

 

CENGİZ KARLIOVA kimdir?

1954 yılında İstanbul’da doğdu.
1972 yılından bu yana kendi adını taşıyan fotoğraf stüdyosunda çalışmalarını sürdürmekte.
1984’de gerçekleştirilen Diatek Diapozitif Merkezi’nin kurucu üyeliğini yaptı.
Kişisel sergilerin yanında çok sayıda karma sergiye katıldı. Fotoğraf yarışmalarında jüri üyelikleri yaptı.
Yurtiçi ve dışında pek çok ödül aldı.
Afiap ünvanına sahiptir.
Fotoğrafın, belge yanı kadar, salt estetik kaygısı ile de üretebileceğini, büyük bir hızla gelişen çağa, her yönüyle aynı hızda cevap verebilen ender sanat dallarından biri olduğunu düşünüyor.
İfsak onur üyesidir.
Fotogen Fotoğraf Derneği kurucularındandır.

Nedret Hotun – Bursa / BHA